22 Ağustos 2016 Pazartesi

Brenda Joyce - Gülün Sözü (De Warenne serisi #3)



Tanıtım

Düşmana esir düşen güzel bir prenses, tehlikenin ortasında arzu ve sevgiyi bulabilir mi? 

İskoçya'nın asi ruhlu prensesi Mary, Norman işgalciler tarafından, kimliği bilinmeksizin kaçırılmıştır. Güzel olduğu kadar inatçı genç kadın, kim olduğunu düşmana açıklamamakta diretmekte, sadakatinden ödün vermemektedir. Güçlü bir Norman lordu onu kollarına aldığındaysa tutkunun ve umudun gücünü keşfedecektir. 

Hayatını ülkesine adamış soylu bir savaşçı, mantığına değil, aşka güvenmeyi başarabilir mi? Savaşlarla katılaşmış, cesur şövalye Stephen de Warenne, fethettiği her şeyi kanının son damlasına kadar sahiplenip savunmakta kararlıdır. Buna, ruhunun en gizli özlemlerini uyandıran, altın saçlı esiri de dâhildir. 


Genç savaşçı, Norman ve İskoç topraklarını kasıp kavuran çatışmaların ortasında, aşkın ateşinin savaşınkinden çok daha parlak olduğunu anlamaya başlayacaktır. Yalnız ruhların ve parçalanmış ülkelerin kaderi âşıkların ölümsüz yeminiyle değişebilir mi? 

"Kalbinizi esir alacak." 
-Johanna Lindsey-

"Brenda Joyce engelsiz tutkular ve ateşli sahneler yaratmakta rakip tanımıyor." 
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 472

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus


YORUM

Yeniden merhaba. Bir önceki yazımda uzun bir okuyamama sürecinden yeni çıktığımdan bahsetmiştim. Hal böyle olunca elimde bekleyen epey bir kitap olmasına rağmen kendimi yeniden kısır bir döngüye hapsetmemek adına her zaman en kolay okuduğum tür olan historical bir roman ile yola devam etme kararı almıştım. İyi ki de almışım demek isterdim ama kader utansın ki diyemiyorum.


Öncelikle aranızda Brenda Joyce kitaplarına aşina olanlar var mı bilmiyorum ama yazarla ilgili söylemem gereken ilk şey olayları gereksiz bir yere uzattığı ve kurgusunu oluştururken siyaseti çok fazla içine alması. Elbette ki tarihi bir aşk romanı okuyacaksak o dönemdeki imgeleri okumayı göz alıyor insan. Mesela o dönemdeki imgelerden, unvanlardan çok taht kavgaları vb. konular içerisinde karakterlerin çok süründürülüyor oluşu.


Pegasus yayınevi bu seriyi karışık bir biçimde çıkartmaya başlamıştı. Ülkemizde çevrilen ilk kitap aslında serinin 6. Kitabıydı. Altıncı kitaptan itibaren seri devam edildi sonra ilk kitap yani Gönülçelen ve üçüncü kitap olan Gülün Sözü piyasaya sürüldü. Açıkçası işleri böyle karmaşıklaştırmak yerine en başından niye sırası ile çıkarmadılar gerçekten merak ediyorum. Seri sıralamasını merak edenler;


1. GÖNÜLÇELEN

2. Scandolous Love (Çevrilmedi)

3. GÜLÜN SÖZÜ

4. The Game (Çevrilmedi)

5. House Of Dreams (Çevrilmedi)

6. BİR AVUÇ AŞK

7. MASKELİ BALO

8. KAÇAK GELİN

9. AŞKA YELKEN AÇANLAR

10. KUSURSUZ GELİN

11. TEHLİKEKİ AŞK

12. İMKANSIZ AŞK

13. YEMİN



Her neyse gelelim kitabın içeriğine. Kitap bir prolog bölümü ile başlıyor. Kuş bakışı bir karakterlere bakış diyebiliriz prolog bölümü için. İskoçya Kralı Malcom’un kızı Mary bir tesadüf eseri Northumberland Kontunun oğlu Stephen de Warenne’ye esir düşüyor. O dönemki siyasi olaylar sebebi ile gerçek kimliğini söylerse ailesinin arar göreceğini düşündüğü için de kimliğini saklı tutuyor. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor aslında. Peşi sıra olan olaylar ile Mary’nin kimliği çok uzun süre saklı kalmıyor elbette ki.


Stephen gerçekten epey seksi bir adam yiğidi öldür hakkını yeme şimdi. Güçlü nazik ki bu nezaket o adamdan nasıl çıktı hala anlayabilmiş değilim ama aynı zaman da vahşi ve epey inatçı bir yanı var. Bir de unutmadan de Warenne erkekleri tek bir kere severler adamlar bu konuda epey netler.


Mary’e gelince kitabın ilk başlarında zeki olduğunu düşünmüştüm. Gerçekten son zamanlarda okuduğum kitap karakterlerinden bir farkı olur diye umutla bekledim. Ama tabi ki hayallerimi yıkarak sinirlerimi bozdu bu da yetmiyormuş gibi burnunu her şeye sokması vb sebepler yüzünden başımın ağrımasına sebep oldu.


Kitapta o kadar çok siyasi içerik taht kapmak için farklı kişilerin gerçekleştirmeye çalıştığı entrika, o kadar çok hırs vardı ki sırf bu yüzden kitaptan nefret ettim bile diyebilirim. Historical romanların beni dönem havasına sokmasını beklerim ama banane yahu hangi kralın tahta çıkacağından. O dönemde ki siyasi ilişkileri merak ediyor olsaydım dönemin tarihi kaynakları için kronikleri falan incelerdim.


Mary’nin ve Stephen’ın inatları ve bu ağır dönem havası yüzünden en sevmediğim de Warenne kitabı oldu. Seri yarım kalmasın diye okumayı falan istiyorsanız enerjisinin en yüksek olduğu zaman da okumaya dikkat edin zira var olan tüm enerjinizi alıp götürüyor. 

Bu kitaptan sonra fantastik bir seri bana iyi gelir sanırım. Aklımda epey sevilen bir seriye başlamak var. Bakalım eğer fikir değiştirmezsem bir sonraki kitap yorumu fantastik bir kitaptan gelecek. Görüşmek üzere. Keyifli okumalar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Olur da eserse diye.