20 Ocak 2016 Çarşamba

YORUM// Kübra Nur- Çirkin Ördek Yavrusu





Tanıtım

Bu hikâye, şişman olduğu için çirkin damgası yiyen bir kadının zayıflama macerasını
anlatmıyor. Bu hikâyede esas kızımız diş tellerini çıkarıp dünyanın en güzel kadınına dönüşmüyor ve
birilerinden intikam almıyor. Hayır, bu hikâyede şişe dibi gözlükler takan bir karakter de yok. Bu
hikâyede yalnız ve yaralı bir kadın, bir de onun rengârenk iç dünyası var.
Ayrıca bu hikâyede herhangi bir ‘bad boy’ yok. Bu hikâyedeki esas oğlan aşırı kaslı bir mafya
babası da değil. Bu hikâyedeki esas oğlan kimsenin göremediğini gören bir kahraman.
Bu bir aşk hikâyesi de değil üstelik.
Bu bir kadının kendini bulma hikâyesi.
Bu, kuğuya dönüşmeyen bir ördeğin hikâyesi.


Yorum

Herkese yeniden merhaba; aslına bakarsanız peş peşe aynı yazardan yorum ekleyen bir blogger değilim - gerçi peş peşe yorum ekleyen birisi de değilim ama bunu konu dışında tutalım lütfen. - Ama bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi bu kitabın elime geçmesini merakla bekliyordum.

Her ne kadar daha önce sosyal bir platform olan Wattpad de kitabı okumuş olsam da düzenlenmiş hali gerçekten merak konusuydu. Kitap yorumuna geçmeden önce değinmek istediğim bir nokta var o da yayınevi! Bir yayın evi bu kadar mı güzel ve konuya uygun kapaklar yapar. Bu kadar mı özenli olur. Son zamanlarda Agapi yayınları gözümde bayağı bayağı bir yükselişe geçti. Ütopik olmayan etiket fiyatları, tasarladıkları çok güzel kapaklar, kitaplara verdikleri özen o kadar güzel ki ben bu yayınevinden çıkan her kitabı gözüm kapalı alırım diyorsunuz. 

Kitabın konusu ilk başta tanıdık geliyor gibi. Arka kapak yazısını okuyan pek çok insan öyle düşünmüştür. Hani hepimiz biliriz fazla kiloları olan bir kadının kalp kırıklığı yaşadıktan sonraki o baş döndürücü değişimlerini veya kurbağadan yakışıklı prenslere dönen erkekleri. Bu kitap güzellik kavramını o kadar güzel sorgulatıyor ki insana. Son dönemler de sosyal medyanında büyük etkisiyle çok hızlı bir biçimde değişmeye başlıyor bu güzellik algısı. Bana sorarsanız "tek tip"leşmeye zorluyor bu algı sizi. Herkes saçlarını aynı şekilde yaptırmaya başlıyor - bayan okuyucular önce ombre şimdi gri saç aşkını kastettiğimi anlamıştır diye düşünüyorum.- Elbette ki modaya uymak ya da farklı uygulamalarda bulunmak kötü birşey değil. AMA o dönemde ki moda veya güzellik algısına uymayan insanları duygusal olarak yıpratmak kötü olan şey.
Erkeklerin " uzun boylu, ince belli, bakımlı, gözleri ve yüzü güzel olan, yemek yapmayı bilen , sosyal becerileri güçlü olan vb.vb. " uzar gider bu liste bayanlara ilgi duydukları söylenir. Bir kısmı doğru olsa da tüm dünyadaki bayanlar uzun boylu renkli gözlü gibi özelliklere sahip olmadığından herkes kendine denk olanı buluyor eninde sonunda bence. İşte bu kitap o güzellik kavramını sorgulatıp aslında neyin önemli olduğunu göz önüne seriyor. 

Damla uzun boylu, mavi gözlü, düzgün bir fiziği olan son derece başarılı bir moda fotoğrtafçısı. Emre çok başarılı ve tabi ki ultra yakışıklı! bir adam. Meriç ise muzurlukla parlayan yeşil gözleri ara sıra ortaya serdiği şapşal gülümsemeleri ile gerçekten çok tatlı adam. Eee niye iki erkek ismi saydın ki diyeceksiniz ? Damla aslında Emre'den bir hayli hoşlanıyor. Ama zamanında başına gelen bazı talihsiz olaylar ve yıllar boyunca kişisel olarak kendine söylediği sözler yüzünden kendini çok çirkin hisseden aslında hissetmekten çok buna inanan bir kadın ve Emre'nin kesinlikle ona bakmayacağı düşüncesinde. Meriç ise tam tersini düşünüyor ve Damla'ya yardım etmeye karar veriyor. Başta herşey yolunda giderken Meriç bir rüyanın ortasında sakince uyanıp aslında Damla'ya aşık olduğunu anlıyor. Başka bir kitap olsa Meriç'in direk Emre'yi yerin dibine sokup Damla'yı kendine aşık etmeye çalıştığını okurdunuz.
Ama işte öyle olmuyor. Meriç o kadar güzel bir adam ki. Adam gerçekten güzel özellikle kalben. Kendinden çok Damla'yı düşünerek adımlar atıyor Adam o kadar güzel seviyor ki... Böyle romantik yemekler, mum ışıkları, buket buket çiçekler, seviyorum seni be tarzı cümlelerle değil. Adam karşısındaki alan bırakarak, onun eksik yönünü tamamlayarak , onun kendine inancını harmanlayarak seviyor. Gel de bu adama aşık olma şimdi !! Gel de bu adama hayran olma!! 

Neyse şimdi ben aşk ve hayranlıktan girip suratımda şapşik gülümsemelerle Meriçe doğru kayıs göstermeden önce bu yorumu burada bitirsem uygun olacak.  Kitabın sonunu az çok tahmin etmişsinizdir zaten.

Kitap gerçekten akıcı bir biçimde , sizi sıkmadan ilerliyor. Yazarın çok rahat okunabilen bir kalemi var. 
Kısacası alın bu kitabı. Okuyun, okutturun.

Bir sonraki yorumda görüşmek üzere. 


Dipnot: Wattpad okuyucuları eğer kitabı yanlış hatırlamıyorsam eklemeler olduğunu da belirteyim. Emin olamadım şu an ama var gibi sanki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Olur da eserse diye.